Sayfalar

2 Ağustos 2013 Cuma

Tohum Morfolojisi

ENDOSPERM
 Döllenmeden sonra besi doku büyümesini sürdürürken tohum besin maddesi ve su alımını artırır.Tohumlar büyüme ve gelişmesini tamamlayarak yeni bitki fotosenteze başlayıncaya kadar geçen sürede gereksinimini karşılayacak kadar bitki besin maddelerini içermelidir.Endosperm farklı depo maddelerinden oluşur.Bunlar protein,karbonhidrat(nişasta ve eriyebilir şeker),lipit,organik fosfat ve değişik inorganik maddelerden oluşur.Tohumların depo maddeleri türlere göre farklılıklar gösterir örneğin bezelyede protein içeriği % 24 ,yağ içeriği %6,azotsuz madde içeriği de %56'dır.Mısır tohumunda ise protein %11,yağ içeriği %5,azotsuz madde içeriği de %75'tir.
 Sebze tohumları endosperminin olup olmamasına göre 2'ye ayrılır;
1-Endospermalı tohumlar:Sebze tohumlarının büyük çoğunluğu endosperme sahiptirler.
2-Endospermasız tohumlar:Lahanagiller,kabaklar,fasulye buna örnek olarak verilebilir.Embriyo tohum içindeki alanı tamamen doldurur ve 2 tane büyük kalın kotiledon olur.Kotiledonlar büyük miktarda nişasta ve protein ayrıca şeker,lipit ve enzim içerirler.
 EMBRİYO
Tohumun yaklaşık %1'ini oluşturan embriyo yeni bitkiyi meydana getirecek olan kök(radisil),sapçık(hipokotil),gövde taslağından oluşur(plumula) en uç kısımda ise kotiledon yapraklar bulunur.Tohumlarda embriyonun bulunuş yerleri türlere göre farklılık gösterir.Örneğin tatlı mısırda testanın altında ve kenarında kuşkonmaz,biberde,domateste,patlıcanda endospermde gömülü pancar ve ıspanakta testanın altında ve endospermin çevresinde baklagillerde ve lahanagillerde mikropil ucunda marul ve kabakgillerde ise testanın uç kısmında bulunur.

Tohum Morfolojisi

Tohumlar büyüklük,endosperm bulunup bulunmaması,tohum kabuğunun rengi ve şekli vb. özellikler yönünden 3 farklı kısımdan oluşur.Bunlar tohum kabuğu,endosperm ve embriyodur.
TOHUM KABUĞU
 Döllenmeden sonra integümentler tohum kabuğu haline dönüşürken bir çok yapısal değişiklik gösterirler.(tohum kabuğu integümentlerin değişime uğrayıp sertleşmesi ile oluşurlar)
Tohum kabuğunun görevi:
1.Embriyo ve endospermi kurumadan,mekaniksel etkilerden,uygun olmayan ısı koşullarından,ayrıca böcek ve mantari hastalıklardan etkilerden korur.
2.Tohumun dış kısmındaki özel yapılar ile tohumların birbirlerinden ayrılmasını sağlar.
Not:Sebze tohumları kabuk yapıları yönünden 3 grupta incelenir
a- 2 tane integüment + mekanik olarak kuvvetli tohumlar(kuşkonmaz,bahçe pancarı,bamya)Bunlarda tohumun yumuşaması için ön ıslatma yapılmalı.
b- 2 tane integüment + mekanik olarak zayıf tohumlar(lahanagiller,marul)
c- Tek integüment'ten oluşan tohumlar (diğer sebze tohumu türleri)
 Tohumun %10'luk payı tohum kabuğuna,%1'lik payı generatif üreme organına,%80'lik payıda endosperme aittir.

1 Ağustos 2013 Perşembe

Patlıcanlarda Hasat ve Muhafaza

Tohum ekiminden 100-150 gün,fide dikiminden 70-85 gün sonra meyveler olgunlaşabilir.Meyveler hasatta büyük,parıltılı ve renk olarak derin mor renkli olmalıdır.Meyvenin kenarına baş parmağımızın tırnağı ile hafifçe bastırdığımız da bir iz kalırsa(basık halde kalırsa)meyve olgunlaşmış demektir.Uzun ve Japon patlıcanları ise parmak veya küçük sosis büyüklüğüne geldiklerinde hasat edilebilirler.Eğer meyveler renk olarak donukluk gösteriyorlarsa ve tohum renkleri kahverengiye dönmüşse meyve aşırı olgunlaşmış demektir.Bu durumdaki meyveler pazar değerlerini kaybetmişlerdir.Mutlaka ayrı değerlendirilmeleri veya atılmaları gerekir.
Patlıcanlarda normal şartlarda yetiştiricilik sonucu fide dikiminden 6-8 hafta sonra çiçeklenme ve meyve tutumu başlar ilk meyvelerin hasat olgunluğa gelmeleri için 3 haftalık bir süreye daha ihtiyaç duyulur.Daha önce belirtildiği gibi bitki üzerinde bırakılan meyveler düzgün,parlak görüntüsünü kaybederler.Sonuçta meyveler yeşilimsi bronz renge dönerler.Bu durumdaki meyvelerde tohumlar koyulaşır ve sertleşir,meyve eti sertleşerek yapı olarak süngerimsi bir yapı alır ve acılaşmaya başlar.
Meyveler çanak yapraklarının veya meyvenin meyve sapına bağlandığı yerin yaklaşık 2 cm altında keskin bir bıçak veya makasla geçilerek hasat edilirler.Meyve hasattan sonra silinip temizlenerek veya yıkanarak düzgün parlak rengin görüntüsü artırılmış olur.
Meyvelerle uğraşırken,sınıflama ve ambalajlama yaparken dikkatli olunması gerekir.Meyve üzerinde bırakılan meyve saplarının diğer meyvelerin nazik kabuklarını zedelemesine izin verilmemelidir.
Ortalama verim:Her 3 metrelik bitki sırasından 10 kg civarında patlıcan meyvesi elde edilebilir.
Muhafaza:7-10 (°C) sıcaklık ve %90 oransal nemin bulunduğu ortamlarda bir hafta muhafaza edilebilirler.7 (°C)'nin altındaki sıcaklıklarla patlıcan meyveleri üşüme zararı gösterir ve sonuçta çürümeye başlarlar.


Patlıcanın Kültürel Uygulamaları

Standart patlıcanlar yumurtaya benzer parlak ve düz 15-25 cm boyunda morumsu siyah meyveler oluştururlar.Uzun ve ince şekilli olan Japon patlıcanları daha ince bir kabul ve lezzetli bir meyve eti oluştururlar.Standart ve minyatür patlıcanlar topraksız ortamlarda da yetiştirilebilir.Ancak standart patlıcanlar daha fazla ürün verirler.
Beyaz,süs olarak kullanılan çeşitler yenilebilir olmalarına rağmen yeme kaliteleri düşüktür.Yetiştirme mevsimi boyunca ılıktan sıcağa kadar değişen hava şartları patlıcanların daha yüksek verim vermesine sebep olurlar.
Patlıcan tohumları 21-32  (°C) 'ler arası sıcaklıklarda hızlı bir çimlenme yüzdesi gösterirler.Bitkiler dişarıya dikilmeden 8-9 hafta iç şartlarda yetiştirilebilirler.Düşük sıcaklıklar toprak üstü organları ve köklerin büyümesini durdurur.Buda bitkinin gücünü azaltır,verimini düşürür.
Basit örtü altı sistemleri kullanılması ile kışları çok sert geçmeyen yerlerde ilkbaharda yapılan dikimlerde bitkiler dondan korunabilir.Patlıcanlar sıcak havalarda iyi performans göstermelerine rağmen iyi drene olan topraklarda yetiştirilmeleri gerekir.Çok nemli yerlerde yetiştirilmeleri tavsiye edilmez.
Bazı yetiştiriciler bitkiler 20 cm olduklarında tepe alma yaparak veya tepeyi bükerek yan dallanmayı artırırlar.
Meyveler tam olgunlaştırmadan hasat edilmeleri gerekir.Hasat zamanın tam olgunluktan meyvenin alabileceği büyüklüğün 2/3'üne ulaştığında anlaşılabilmektedir.
Olgun meyveler bitki üzerinde bırakılırsa veya geç hasat edilirse bitkinin toplam verimi azalır.Patlıcanlar Verticilium solgunluğa çok hassas olduklarından mutlaka rotasyon içerisinde yer almalıdırlar.Yani üst üstte aynı alana dikilmemelidirler.

Patlıcan Yetiştiriciliği (Solanum melangena )

Çevresel İstekleri : Patlıcan güneşli alanları sever.İyi drene olan ve yüksek organik maddece zengin toprakları sever.Besin maddece zengin toprakları sever.ph 6.0-7.0 arasında olmalıdır.21-30 (°C) sıcaklıkta,nem isteği orta dereceli olmalıdır.Patlıcan çeşitli ekolojik şartlara bağlı olarak %0.2-46.8 oranında değişmek üzere ortalama % 6.75 oranında yabancı döllenme göstermektedir.
Dikim:İlkbaharda ilk don tehlikesi geçtikten ve toprak tamamen ısındıktan sonra dikim yapılmalıdır.Dikim tarihinden 6-8 hafta önce iç şartlarda tohum ekimine başlanmalıdır.Dikim mesafeleri sıra üzeri 45-60 cm,sıra arası 75-90 cm olacak şekilde dikim yapılmalıdır.Dayanıklılığı çok hassas olan bir sebzedir.
Gübreleme İhtiyacı: Topraktan aşırı derecede besin maddesi kaldıran bir sebzedir.3 m uzunluğundaki her sıraya 33-0-0 oranlarında 20 g gübre verilmelidir.

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Bahçe Tesisi

Kış ayları çok sert geçmeyen yerlerde sonbahar ve kışın dikim yapılabilir.Kış aylarında şiddetli don olan yerlerde ilkbahar dikimi uygundur ancak geç kalınmamalıdır.Fidanlar gerektiğinde bahçede bir kenara hendeklenerek dikime kadar bekletilebilir.
Sıra arası 2.0-2.5 m
Sıra üzeri 0.4-1.0 m
Sıra üzeri 1.0 m (Ocak sistemi için)
Dikilecek ahududu fidanlarından kök tuvaleti yapılır,fazla uzun kökler kesilir.Fidanlar önceden hazırlanan yerlerine dikilir ve ayakta bastırılır.Dikim derinliği,fidanın kök boğazının tamamı toprak içinde kalacak şekilde ayarlanır.Dikimin hemen arkasında can suyu verilir.Dikimden sonra fidanın tepesi 20-30 cm'den itibaren kesilir.Dikim yılında meyve alınmak istenirse fidanın tepesi 40-60 cm'den kesilebilir.

Bahçe Yerinin Seçimi ve Hazırlığı

Bahçe Yerinin Seçiminde
1.İklim ve toprak istekleri
2.Su kaynaklarına yakınlık ve sulama suyu temini
3.İşçi temini
4.Nakliye ve pazar durumu
5.Meyve işleyen kuruluşları yakınlık
Bahçe Toprağının Hazırlığı
Toprak hazırlığına yaz aylarında başlanır.Derin bir sürümden sonra 3-5 tonda çiftlik gübresi verilerek ikinci bir sürüm daha yapılır.Fosforlu ve potasyumlu gübrelere ihtiyaç duyuluyorsa bu sırada bunlar da verilir.Bahçede telli terbiye sistemi uygulanacaksa sistemin direkleri de bu sırada dikilebilir.Dikim sistemi ve dikim aralıkları belirlenerek 30-40 cm derinlik ve genişlik çiziler açılır.
Sürüm sırasında verilmemişse çiftlik gübresi ve ticari gübreler tavsiye edilen miktarlarda bu çizilere de uygulanabilir.Üst toprak ve çiftlik gübresi karıştırılarak çiziler doldurulur dikime kadar bekletilir.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Kök Çelikleriyle ve Doku Kültürüyle Çoğaltma

Ahudutlarında kök çelikleriyle fidan üretimi sağlanabilmektedir.Kök çelikleri dinlenme devresinde,2-10 mm kalınlığındaki kök parçalarından,5-10 cm boyunda hazırlanırlar.Kök çelikleri arazide 3-5 cm derinliğinde açılan çizilere 60-80 cm aralıklarla yatay olarak dizilir,üstleri toprakla kapatılır.Çeliklerin dikildiği toprak organik gübrelerle zenginleştirilmelidir.Kök çelikleri üzerinde bulunan gözler ilkbaharda sürer,geç sonbaharda dikime hazır fidan haline gelir.
Kök çelikleriyle üretin,ahududu fidanı üretiminde yaygın kullanılmaz.Zorunlu hallerde veya dikim sırasında sağlıklı fidanların kök tuvaleti sonucu artan parçaların değerlendirilmesi  amacıyla bu çoğaltma şekli kullanılır.
 DOKU KÜLTÜRÜYLE ÇOĞALTMA
Kontrollü şartlarda ana bitkilerin uç kısımlarından alınan 0.1-0.2 mm'lik parçalar,içerisinde özel besi ortamı bulunan tüplere yerleştirilir.Sıcaklık,ışık ve nem yönünden optimum şartların sağlandığı özel büyüme odalarında,bu tüpler içindeki parçacıklardan küçük bitkicikler oluşur.Bu bitkicikler bir süre sonra alınarak küçük ve sonra büyük saksılara aktarılarak dış ortama alıştırılırlar.
Doku kültürüyle ahududu fidanı üretimi pek çok ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır.Türkiye'de bazı üniversitelerde yapılan araştırmalar dışında pratikte doku kültürü ile ahududu fidanı üretimi yapılmamaktadır.

28 Temmuz 2013 Pazar

Ahududu Bitkisinin Çoğaltımı

Ahudutların çoğaltımında aşılama tekniği kullanılmaz.Çünkü gövdeleri otsu karakterdedir.Ahudutlarının çelikle çoğaltımı da başarılı değildir.Tohumdan çıkan bitkiler ana bitkiye benzemeyeceği için tohumdan çoğaltma da yapılamaz.Ayrıca tohumların çimlenmesi de oldukça zordur.
KÖK SÜRGÜNLERİYLE ÇOĞALTMA
 Ahududu bitkilerinin kök bağazında ve kökleri üzerinde bunun gözlerden her yıl ilkbaharda yeni sürgünler oluşur.Bunlar geç sonbahara kadar büyür,daha sonra yapraklarını dökerek dinlenmeye girerler.Bu sürgünler köklü olarak sökülür ve fidan olarak kullanırlar.Bu şekilde fidan üretimi,meyve üretimi amacıyla kurulan bahçelerde,gereğinden fazla sürgünlerin sökümüyle de yapılmaktadır.Bu durumun önemli sakıncaları vardır;
-Fazla kök sürgünlerin ilkbaharda erkenden çıkarılması gerekirken fidan elde etmek için bahçede bırakılmakta,bu sürgünler bitki besin elementlerinin fazla harcanmasına yol açmakta,verim ve kalite azalmakta ve ertesi yılın sürgün gelişimi gerilemektedir.
-Fazla sürgünler havalanma ve güneşlenmeyi engellemekte,mantari hastalıkların artmasına sebep olmaktadır.
-Fazla sürgünlerin sökümü sırasında,meyve verecek sürgünlerin köklerinde yara açılmakta,bu da topraktan bulaşan hastalık ve zararlıların giriş kapısı olmaktadır.
Aynı yerde meyve üretimi de yapıldığı için fidan olarak sökülen sürgünler yeterince gelişemezler.
-Meyve üretim parsellerinden alınan fidanlar birçok hastalık zararlıların özellikle virüslerin yayılması riskini artırır.Bu sebeple fidan üretimi için;
Sağlıklı ana bitkilerle,sterilize edilmiş alanlarda damızlıklar kurulmalı,4-5 yılda bir fidanlık yeri değiştirilmelidir.

Ahududu Bitkisinde Gübreleme

Ahudutları organik maddelere fazla ihtiyaç gösterirler.2-3 yılda bir çiftlik gübresi ilavesi yapılmalıdır.Çiftlik gübresi yılın her döneminde verilebilir.En uygun zaman sonbahar dönemidir.Ticari gübreler toprak ve yaprak analizlerine göre yapılmalıdır.Bu analizler yapılmamışsa genel olarak tam verim çağındaki 1 da ahududu bahçesi için;
4-10 kg saf N karşılığı azotlu gübre
5-7 kg saf P karşılığı fosforlu gübre
8-12 kg saf K karşılığı potasyumlu gübre
 Yeni tesis edilen bahçelerde bu miktarın 1/3'ü,ikinci yılında 1/2'si hesap edilmelidir.
Azotlu gübreler genel olarak amonyum sülfat formunda verilir.Ancak toprak pH'ı 5.5 veya daha aşağısı ise amonyum nitrat verilmelidir.N'lu gübreler ahududu bitkilerine 2 ayrı devrede verilir.
Erken ilkbaharda verilen N'lu gübre,yeni çıkan sürgünlerin ve bir yaşlı sürgünlerde meyve dalcıklarının gelişimini sağlar.Bu dönemde gübreleme geciktirilir veya aşırı dozda verilirse çiçeklenme ve meyve tutumu gecikir,düzensiz ve yetersiz olur.Genç sürgünler uzun boylu fakat cılız olur.
Meyve gelişimi sırasında N'lu gübreler aşırı dozda verilirse meyveler yumuşak olur,çürümeye,nakliyeye duyarlı hale gelir.
N'lu gübrelerin sulama veya yağış öncesi serpme yoluyla verilmesi uygundur.Aksi halde hafifçe toprağa karıştırılmalıdır.
P ve K'lu gübreler gerektiğinde uygulanır.Bu gübreler bitkilerin kök bölgesi kenarlarına,20-30 cm derinlikte toprağa gömülerek uygulanır.

25 Temmuz 2013 Perşembe

Ahududularda Sulama

Ahudutları sürekli toprak nemi istedikleri için sulama önemli bir konudur.Kökler kurağa olduğu kadar aşırı suya da duyarlıdır.Geçirimsiz topraklarda su birikimi hastalıklara ve ölümlere neden olabilir.
Sulama Yöntemleri:
Salma Sulama:Ahudutları için çok uygun değildir.
Yağmurla Sulama:Salma sulamaya göre daha iyidir.Üstten veya alttan yağmurlama yapılabilir.Üstten yağmurlama çiçeklenme,meyve tutumu ve meyve olumu dönemlerinde sakıncalıdır.Alttan sulama,bu sebeplerle daha uygundur.Bazı gübreler de erimiş halde sulama suyuyla birlikte verilebilir.
Damlama Sulama:Ahudutları için en iyi sulama yöntemidir.
-Bitkinin ihtiyacı kadar ve zamanında su verilir
-Su tasarrufu sağlar
-Yabancı ot sorunu azalır
-Gübreleme de bu sistemle yapılır
-Bitki gelişimi,meyve kalitesi ve verimlilik artar.

Ahududularda Kültürel İşlemler

TOPRAK İŞLEME
Toprağın sürülmesi,yabancı ot mücadelesi ve malçlama uygulamalarını içerir.
 Yabancı ot mücadelesi:Sıra üzerlerinde elle veya yabancı ot ilacı ile yapılabilir.Sıra aralarında ise farklı uygulamalar yapılabilir.
Açık toprak:Toprak işlenir veya yabancı ot ilacı kullanılır.Hafif bünyeli ve oransal nemin yeterli olduğu bölgelerde uygulanır.
Geçici Örtülü Toprak:Sıra araları yazın otlu bırakılır veya örtü bitkisi ekilir,bunlar zaman zaman biçilip bahçede bırakılır.Hava oransal nemi düşük yerlerde yapılır.
Sürekli Örtülü Toprak:Sıra araları yıl boyu örtü bitkileriyle kaplıdır.Zaman zaman biçilir.Ağır bünyeli,geçirimsiz topraklarda,oransal nemin düşük olduğu yerlerde yapılır.
Toprak İşleme:Sürüm derin olmamalı,sürgünlere yakın yerlerde işleme derinliği 5 cm'yi geçmemelidir.
Malçlama: Ahudutlarında malçlama;
-Toprak nemini muhafaza eder
-Yabancı ot müdahalesi yapar
-Meyve kalitesi ve verimlilik artış sağlar
-Sulama suyu ihtiyacını azaltır.
Malçlama saman gibi organik maddelerle yapılır.Sürgünlerin oluşturduğu çit boyunca 0.6-1.0 m genişliğinde uygulanır.Malçlama kök sürgünlerinin çıkışını engelleyecek şekilde kalın yapılmamalıdır.Yeni tesis edilen bahçelerde 2-3 yıl yapılmamalıdır.Yeni sürgünlerin çıkışı ve sıra üzerini doldurmaları beklenmelidir.

23 Temmuz 2013 Salı

Ahududu Bitkisinin Toprak İstekleri

Organik maddelerce zengin,derin,geçirgen,hafif veya orta bünyeli,su tutma kapasitesi yüksek topraklarda iyi yetişir.Drenajı sağlanmış ağır bünyeli topraklarda da uyum sağlar.Toprak pH'ı hafif asit veya nötr olmalıdır.Fazla kireçli ve tuzlu topraklar uygun değildir.Toprak derinliği en az 1 m olmalıdır.Sonuç olarak;
ahududu yetiştiriciliği Akdeniz Bölgesi sahilleri ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi dışında ülkemizin hemen her yerinde yapılabilir.
  İklim ve toprak istekleri yönünden bazı olumsuzlukların bulunduğu yerlerde aşağıdaki tedbirler alınmalıdır:
-İlkbahar donlarının tehlikeli olduğu yerlerde kuzey yönleri seçilmelidir.
-Yaz aylarının sıcak ve kurak geçtiği yerlerde sulama daha sık yapılır.
-Şiddetli rüzgar olan yerlerde rüzgar kıranlar tesis edilmelidir.Sıraların rüzgar yönünde tesis edilmeleri de etkili önlem olabilir.
-Çok hafif bünyeli topraklarda sulama daha sık yapılır,malçlama ile toprak nemi korunmaya çalışılır.
-Ağır bünyeli ve geçirimsiz topraklarda bahçe kenarları ve sıra aralarında drenaj kanalları açılır.
Ahududuların iklim ve toprak isteklerini daha iyi anlamak için Türkiye'de doğal yayılma alanlarına da dikkat etmek gerekir.
 Türkiye'de ahududu bitkileri,
Güney ve Doğu Marmara Bölgesi ve tüm Karadeniz Bölgesinde Artvin'e kadar 1000 m'nin üzerindeki yüksekliklerde,genellikle kuzeye bakan yörelerde görülmektedir.Buralar orman kenarları veya içlerindeki güneş gören açık alanlardır.
Ayrıca ahududu bitkileri bu alanlarda su kaynaklarına yakın yerlerde veya dere boylarında bulunurlar.
 Kısaca ahududu bitkileri,
İklim isteği bakımından;kışları soğuk,yazları serin,hava akımı olan,nemli ve güneşli
Toprak isteği bakımından;organik maddece zengin,nemli,geçirgen alanlarda iyi yetişirler.

Ahududu Bitkisinin İklim İstekleri

Ahududu bitkisinin genel olarak ılıman ve soğuk iklim kuşağında başarılı bir şekilde yetiştiriliği yapılabilmektedir.Yazları serin ve kışları ılık geçen yöreler en uygun yetiştiricilik alanındadır.Yetiştiricilik yapılan bölgenin yıllık yağış ortalamasının 800 mm'nin üzerinde olması gerekmektedir.Yağışların yıl boyu mevsimlere dengeli olarak dağılmış olmalıdır.Yaz aylarının çok sıcak ve kurak geçmesi yetiştiriciliği sınırlandıran en önemli faktörlerden bir tanesidir.
Kış aylarında yaprağın döküp dinlenmeye geçen ahududu bitkisinin soğuklama ihtiyacı olan 7 derece'nin altında geçen sürenin en az 800 saat olması gereklidir.Ahududu yetiştiriciliğinde hava oransal nemin yüksek olması yanında bahçe içerisinde iyi bir hava sirkülasyonu sağlanmış olmalıdır.O yüzden ahududu bahçesinde sıralanan rüzgar yönünden düzenlenmesi ve sıralar arasına gerekli genişliğin bahçe tesisi aşamasında verilmelidir.Ahududu yetiştiriciliğinde güneşlenmenin de önemi büyüktür.Sürgün gelişimi,verimlilik ve kaliteli meyve elde etmek için iyi bir güneşlenme sağlanmaya dikkat edilmelidir.Gölgede yetişen ahududu sürgünleri uzun boylu,cılız,boğum araları uzun gelişme göstermesi yanında hastalık ve donlara karşıda daha hassas olurlar.Çiçeklenme ve meyve dönemindeki etkili ve sürekli yağışlar döllenme ve meyve tutumunu azalttığı gibi meyvelerin çürüme ve dökülmelerine de neden olmaktadır.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Ahududu Yetiştiriciliği

Ahududunun Bitkisel Özellikleri
  Üzümsü meyveler grubunda yer alan ahududu kök yapısı yönünden çok yıllık,gövde bakımı yapısından ise 2 yıllık bir bitkidir.Erselik yapıda olan çiçekleri arılar ve böcekler yardımıyla tozlanmaktadır.Meyveleri bilişim salkım şeklinde çok sayıda üzümcüklerin birleşmesi ile meydana gelmiştir.Olgun meyveler kırmızı renkli etli ve suludur.
Kök:Ahududu bitkisinin kökleri saçak yapıda ince,sık ve toprak yüzeyine yakın paralel gelişme göstermektedir.Bu sebepten dolayı toprak erozyonu önleme özelliğine sahiptir.Kök gelişimi uygun toprak koşullarında bir metre derinliğe kadar ulaşabilse de daha çok ilk 40 cm'lik derinlikte yoğunlaşmaktadır.Her yıl aynı yerde yeni kökler oluşturabilen ve uzun yıllar gelişip çoğalma özelliği gösterebilirler.Ekonomik olarak aynı yerde 10-15 yıl gibi süre ürün verebilmektedir.
Gövde:Ahududu bitkisinin gövdesi 2 yıllıktır.1.yıl kök boğazındaki tomurcuklardan gelişen sürgünler yarı otsu karakterde büyürler.Genç sürgünler ana bitki tarafından beslenmekte daha sonra sürgünler kendi köklerini oluşturarak ertesi yılın ilk baharında ana bitkiden bağımsız olarak kendine yeterli hale gelmektedir.Yarı odunsu durumda olan gövde 2.yılın sonunda kuruyarak ölmekte ve kök bağlantısı kesilmektedir.Yıllık sürgünler dallanma yapmadan çeşitlere bağlı olarak 1-2 m boya ulaşır ve geç sonbaharda yapraklarını dökerek kış dinlenmesine girmektedir.

21 Temmuz 2013 Pazar

Çilek Bitkisinin Morfolojik Özellikleri

Genellikle bitkisi genel olarak alçak büyüyen hemen her her dem yeşil,çok yıllık bir bitkidir.Çeşitlere göre değişmekle birlikte çilek bitkisinin kol atma yeteneği vardır.Bu kolların toprakla temas ettiği boğum yerlerinden kökler oluşarak yeni bitkiler meydana gelmektedir.
Kök:Çilek saçak köklü bir bitkidir.kök gövdesi bölgesinden çıkan ana kökler primer,bunlar üzerinde oluşan yan kökler de sekonder köklerdir.Yeni ana kökler oluşumlarından birkaç ay sonra odunlaşırlar,renkleri kahverengine dönüşür.Kökler genel olarak sonbahar ve ilkbaharda gelişirler.Bir yıl yaşar,ertesi yıl meyve döneminde ölürler.Çilekte köklerin %90'ı 15 cm derinlikte bulunur.Fakat çilek kökleri iyi drene olmuş kumlu topraklarda 60-90 cm derinliğe kadar inebilmektedir.
Kök Gövdesi:Çok kısalmış bir gövdedir.Kök gövdesi üzerinde birbirine çok yakın boğumlar bulunur.Fragaria chiloensis'in kök gövdesi 60 cm'ye kadar uzayabilir.Çilek bitkisinin dikim şekli;
Yüzlek dikim:Dikimde fideler yüzlek dikilmektedir.Aksi halde açıkta kalan kökler kurur.
Derin dikim:Derin dikim yapıldığında büyüme noktası toprakla kapanabilir.Bu nedenlerle fide dikimine özen gösterilmelidir.
Yaprak:Çilek yaprakları spiral olarak dizilmiştir.Yaprak divergensi 2/5'dir.Her altıncı yaprak birinci yaprağın tam üzerine gelmekte ve bütün yapraklar maksimum düzeyde ışık almaktadır.
Çilek yaprakları üç parçalıdır.Bazı çeşitlerde 4 veya 5 parçalı da olabilir.
Bitkideki yaprak sayısı ve yaprak alanı ile meyve sayısı arasında sıkı bir ilişki vardır.Çünkü yaprak koltuklarındaki tomurcuklar çiçek tomurcuklarına dönüşürler.Bu nedenle bir çeşitte ne kadar fazla yaprak varsa o kadar fazla çiçek salkımlı oluşacak demektir.
Yaprakların rengi,şekli,yapısı çeşitlerin tanımlanmasında önemlidir.Aynı zamanda çeşidin ilerideki sağlıklı yetişme durumunu da ortaya koyar.Örneğin açık yeşil bir yaprak rengi çeşidin mildiyö'ye;yaprak rengi ise beyaz leke hastalığına duyarlı olabileceğini gösterilmektedir.

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Çilek Bitkisinin Gün Uzunluğu

Çilek gün uzunluğuna duyarlı bir bitkidir.Gün uzunluğu kısaldığında ve sıcaklık düştüğünde çilek bitkisinin vejetatif gelişmesi azalmakta,çiçek tomurcuğu oluşumunu etkileyen en önemli faktör sıcaklık ve gün uzunluğudur.
Çileklerde kısa gün çiçek teşekkülünü,uzun gün ise kol oluşumunu teşvik eder.8-12 saat gün uzunlukları ılıman bölgelerde çiçek tomurcuğu oluşumunun artışını sağlar.Her çeşit  farklı gün uzunluğu ve sıcaklık ister.
Gün uzunluğu ile birlikte sıcaklıkta çiçek tomurcuğu üzerine etkili olur.Düşük sıcaklıklarla birlikte kısa gün çiçek tomurcuğu oluşumuna olumlu etki yapar.Uzun gün ve yüksek sıcaklıkta ise kol oluşumu gerçekleşir.Sıcaklıkların düşük olması halinde uzun gün koşullarında da çiçek tomurcuğu oluşabilmektedir.
Kısaca çilekte morfolojik ayrım periyodu havaların serinlediği günlerin kısaldığı devrede meydana gelmektedir,bu devre eylül başı-ekim sonu olarak bilinmektedir.Çileklerin gün uzunluğuna verdikleri tepkiye göre 3 gruba ayrılmaktadır.
1.Kısa gün çilekleri
2.Uzun gün çilekleri
3.Nötr-gün çilekleri

Çilek Bitkisinin İklim İstekleri

Çilek dünya üzerinde birbirinden çok farklı bölgelerde yetiştirilmektedir.Yıllık 250mm yağışa sahip çöl alanlarında sulamak suretiyle,3500m yükseklikteki alanlarda,sıcaklığın -45 dereceye düştüğü yerlerde,yarı tropiklerde yaz aylarında devamlı aydınlık olan kuzey kutbunda yetiştirilebilmektedir.
Çilek tam bir gelişme ve büyüme için yedi aylık bir vejetasyon süresine ihtiyaç göstermektedir.Ülkemizin hemen her yerinde çilek yetiştirmek mümkündür.Ancak ekonomik olması için bazı yerlerde koruma önlemleri almak gerekir,soğuğa,rüzgara,kurağa karşı korunmalıdır.
Çilek yetiştiriciliği üzerine etkili olan en önemli iklim faktörleri sıcaklık ve gün uzunluğudur.
Sıcaklık:Kuzey bölgelerde çilek genellikle kış boyunca dinlenme halindedir.Açıkta -10 dereceye kadar özel bir önlem almadan yetiştirilebilir.Daha soğuk bölgelerde bitkilerin korunmaları gerekir.
İlkbaharda geç donlar sorun olabilir.Ancak çiçeklenme uzun bir periyoda dağıldığı için don tüm ürüne zarar vermez.Bu nedenler yetiştiricilik riski en az olan ürünlerden biridir.
Çileklerde optimum sıcaklık isteği gündüzleri 18-22 derece geceleri 10-13 derecedir.Çileklerde büyüme için sıcaklık eşiği 16 derecedir.Büyüme 5 derecede durur.Kök bölgesindeki sıcaklıklar 18-24 derece arasında ise toprak üstü kısımlarda maksimum büyüme olmaktadır.
Soğuklama İhtiyacı:400-500 saattir.Soğuklama ihtiyacı doğal olarak karşılanamadığında fideler soğuk depolarda 1-2 hafta tutulur.

19 Temmuz 2013 Cuma

Çilek Yetiştiriciliğinin Sistematiği

Çilekte ilk sistematik sınıflama DUCHESNE(1768) tarafından yapılmıştır.Bu sınıflandırmaya göre çilekler 10 türde toplanmıştır.
Takım:Rosales
Familya:Rosaceae
Cins:Fragaria
Tür:Fragaria vesca silvestris(Orman çileği)
Fragaria vesca semperflorenes(Alp çileği)
Fragaria hortensis(Montreul çileği)
Fragaria viridis(Tepe çileği)
Fragaria ananassa(Ananas çileği)
Fragaria virginiana(Virjinya çileği)
Fragaria chiloensis(Şili çileği)
Fragaria moschata(Misket çileği) çok az miktarda
Fragaria monophylla (Versailles çileği)
Fragaria effagelis(Kolsuz orman çileği)
Çilekte haploid kromozom sayısı n=7'dir.Kromozom sayısı genellikle 2n=14 ile 2n=56 arasında değişkenlik göstermektedir.Dünya'da yoğun yetiştiriciliği yapılan kültür çeşitleri 2n=56 kromozom sayısına sahiptir.Çilek,ıslahçılar için bulunmaz bir bitkidir.Melezleme ve kolhisin uygulamalarına çok iyi cevap verir.

Çilek Yetiştiriciliğinin Tarihçesi

Çileklerin önemli bir kısmı kuzey yarımkürenin ılıman iklim bölgelerinde yayılmıştır,yalnız birkaç tür ekvatora doğru ilerlemiştir.Avustralya kıtasının tabii florasında ise bugüne kadar çileğin yabani formuna rastlanmıştır.
Çilekten ilk söz eden yazar Pliny'dir.(M.S. 23-79). M.S 1300 tarihlerinde Avrupa'da çileğin kültürü yapılmaya başlanmıştır.Orman çileği olarak bilinen Fragaria vesca ilk kültüre alınan çilek türüdür.1500'lü yıllarda çilek bilimsel olarak incelenmeye ve botanikçiler tarafından tasnif edilmeye başlanmıştır.1600'lü yıllarda Amerika'dan Avrupa'ya getirilen Fragaria virginiana ile 1700'lü yıllarda yine Amerika'dan Avrupa'ya getirilen Fragaria chiloensis çilek türleri bugün yetiştiriciliği yapılan çileklerin menşeini oluşturmuşlardır.
Kültür çileklerinin meydana gelişinde TÜR MELEZLERİ önemli rol oynamıştır.
Kültür çileklerinin meydana gelişinde Fragaria virginiana ile Fragaria chiloensis türleri rol oynamıştır.Fragaria chiloensis'in dişi ve erkek varyeteleri vardır.Bu tür Amerika'dan Avrupa'ya getirilirken tesadüfen dişi varyetesi getirilmiştir.Bunun tek başına meyve ile yan yana getirildiğinde meyve bağladığı görülmüştür.Bugünkü iri meyveli,kaliteli kültür çeşitlerinin çoğu,bu iki türün melezlenmesiyle ortaya çıkan Fragaria ananassa türü içerisinde yer alırlar.Ayrıca kültür çilekleri Fragaria chiloensis'in seleksiyonundan elde edilmiştir.
Kültür çilekleri esas olarak Kuzey Amerika'da doğmuştur.Daha sonra Avrupa'ya getirilmiş ve orada ıslahçılar tarafından türler arası melezlemeler yapılarak bugünkü hali ile tekrar Amerika'ya dönmüştür.
Bugün Avrupa ve Amerika'da her yıl yeni ve değişik özelliklere sahip çeşitler ıslah edilmektedir.Çileklerde ıslah çalışmaları;

18 Temmuz 2013 Perşembe

Dünyada ve Türkiye'de Çilek Üretimi


Dünya'da üzümsü meyveler içinde en önemli yeri çilek üretimi almaktadır.Dünya çilek üretimi 2000 yılında 248.318 ha alanda 3.299.287 ton iken 2011 yılında 244.283 ha alanda 4.594.550 ton olmuştur.
20. yüzyılın başlarında sistemli bir şekilde ıslah çalışmalarının başlaması ve bu çalışmalar sonucunda çok değişik ekolojik şartlarda yüksek verim ve kalite gösteren çeşitlerin elde edilmesiyle dünyada çilek yetiştiriciliğinde büyük bir gelişme olmuştur.Dünyada en önemli üretici ülkeler Amerika,İspanya,İtalya,Rusya,Japonya,Kore,Polonya,Türkiye,Meksika,Almanya ve Fransa'dır.
Türkiye çilek üretimi 2000 yılında 9.465 ha alanda 130.000 ton iken 2011 yılında 11.967 ha alanda 302.416 tondur.Ülkemizde çilek üretimi daha çok Marmara,Akdeniz,Ege ve Karadeniz bölgelerinde yapılmaktadır.Özellikle Akdeniz kıyı şeridinde erkenci çilek yetiştiriciliğinde büyük atılım olmuştur.Bu bölgede açıkta yetiştiriciliğin yanı sıra değişik örtü sistemleri de kullanılarak mevsim dışı çilek yetiştiriciliği yapılmaktadır.Karadeniz bölgesi,Türkiye çilek üretiminde Akdeniz,Marmara,Ege bölgelerinden sonra 4. sırayı almaktadır.
Karadeniz Bölgesine modern çilek yetiştiriciliği 1989 yılında OMÜ Ziraat Fakültesince başlatılan çalışmalarla girmiştir.Ancak bölge oldukça elverişli ekolojik koşullara sahip olmasına rağmen çilek yetiştiriciliğinde istenilen düzeyde değildir.

Çilek Yetiştiriciliği

Ana vatanı kuzey ve güney Amerikadır.Kuzey yarım kürenin ılıman bölgelerinde ve Güney yarım kürede  de geniş ölçüde tarımı yapılmaktadır. Deniz seviyesinden 3255 m yükseklikte,soğuk bölgelerde,subtropik bölgelerde,sulanabilen çöllerde,yaz aylarında gece gündüz aydınlık olan Arktik bölgeler ve Ekvator gibi çok değişik ekolojik koşullarda doğal olarak yetişebilmektedir.
Çilek çok yıllık bir bitki olmasına rağmen ekonomik ömrü 2-3 yıldır.Hatta İtalya'da, Amerika'da, dikimler genellikle yıllık yapılmaktadır.Her yıl fideler yenilenmektedir.Fakat ülkemizde fide bulma güçlüğü ve diğer ekonomik sebeplerden dolayı 2-3 yıl yetiştiricilik yapılabilmekte,ancak son yıllarda yıllık dikimler giderek yaygınlaşmaktadır.Yetiştirme sistemine göre değişmekle birlikte genellikle bir dekar alandan ortalama 3-4 ton ürün alınabilir.
Hem taze tüketilebilen hemde sanayiye elverişli bir meyve türüdür.
Şoklamaya elverişli olması çileğin önemini artırmaktadır.
Günümüzde değişik yetiştirme sistemleri,örtü altı yetiştiriciliği,kısa gün- uzun gün ve  nötr gün çilek çesitlerinin sağladığı avantajla her mevsim çilek elde edilebilmekte, böylece çilek yüksek fiyatla alıcı bulabilmektedir.
Diğer tarım kollarında yetişkin insana ihtiyaç duyulurken,çilek yetiştiriciliğinde küçük çocuklardan da  yararlanabilmektedir.

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Üzümsü Meyvelerin Yayılma Alanları

Üzümsü meyveler dünya üzerinde çok geniş bir yayılma alanı bulmuştur.Asya ve Avrupa'da kuzey kutbu sınırlarına kadar çıkarken güneyde Kafkasya,İran,bütün Anadolu ve Akdeniz ülkelerini içine alacak kadar geniş bir alanda yayılmışlardır.
 Üzümsü meyveler genel olarak soğuk ılıman iklim bölgelerinde iyi yetişirler.
Ülkemizde çilek dışındaki üzümsü meyvelerin,yetiştiriciliği yaygın değildir.Halen ülkemizde daha çok Marmara Bölgesi.Ege Bölgesi olmak üzere Karadeniz Bölgesinde de kısmen ahududu.böğürtlen ve bir miktar frenküzümü yetiştiriciliği yapılmaktadır.Ancak ülkemiz doğal florasında üzümsü meyvelerin kültüre alınmamış formların bolca bulunması ıslahçılar için geniş bir gen kaynağı oluşturmaktadır.

Üzümsü Meyveler

Üzüm,çilek,ahududu,böğürtlen,frenküzümü,bektaşi
üzümü ,mavi yemiş,dut,incir,nar,turunçgiller,kuşburnu Botanik olarak "üzümsü meyveler", yarı çalı veya çalımsı bitkileri,yumuşak etli,sulu,küçük yenebilen meyveleri olan bitkilerdir.
Aslında"üzümsü meyve" tabirini tam olarak tarif edemiyoruz.Çünkü bu gruba giren bütün cinsleri bir arada ifade edecek ortak bir özellik bulunmamaktadır.Örneğin Kuşburnu üzümsü meyve grubunda yer almasına rağmen bu tanıma uymaz.(Çünkü meyveleri serttir.)
Pyracantha(Ateş dikeni), Sorbus(Üvez),Crataegus (Alıç,Yemişen) cinslerinin bitkileri çalı şeklinde olmasına rağmen yumuşak çekirdekliler grubu içerisinde yer alır.
Üzümsü meyveler içinde önemli bir grubu oluşturan Çilek ise tüm literatürlerde üzümsü meyveler içerisinde,yer alır,fakat bu tanıma hiç uymaz.Bitki yapısı otsudur. Başlı başına bir grup oluşturur.
 Üzümsü meyveler yer alan türler,botanik yapılarındaki farklılıklara göre üç grupta incelenebilir;

16 Temmuz 2013 Salı

Çeliklerin Tavalara Dikilmesi

Çelik tavaların özellikleri,tohum tavaları ile aynıdır.Açık arazide çelik tavalarına odun çelikleri,kış dinlenme döneminde dikilirler.Çelikler hazırlandıktan sonra,hemen dikilebilecekleri gibi,bir süre soğuk ve nemli koşullarda tutulduktan sonra da çelik tavalarına dikilebilirler.Bu sırada çeliklerin kısa süre için dahi olsa kuru veya aşırı nemli ortamda kalmalarına kesinlikle izin verilmemelidir.Ancak çelikler ister hemen,isterse bekledikten sonra dikilsinler,mutlaka kış dinlenme dönemi içinde dikimler yapılmalıdır.
Çelikler,bitki türüne göre,25-35 cm sıra arası,10-20 cm sıra üzeri mesafelerde dikilmelidir.Çelik boyu yine türe göre değişmekte olup toprağa tamamen gömülmeli veya üzeri mil/ince toprakla örtülmelidir.Aksi takdir de toprak yüzeyinde kalan çeliğin uç kısmındaki gözler güneşin etkisi ile zarar görürler.

Fidanlıklarda Bitki Nöbeti

Fidan yetiştiriciliğinde de bitki nöbeti(münavebe) önemlidir.Sürekli olarak aynı türü aynı türe ait fidanlar aynı yerde yetiştirilirlerse toprak yorgunluğu ortaya çıkar.Ayrıca aynı parsel hep aynı amaçla kullanılırsa,örneğin tohum tavalarının yeri sürekli olarak sabit kalırsa,bu durumda da toprak yorgunluğu ortaya çıkar.Bu nedenle,genel olarak yumuşak çekirdekli(elma,armut,ayva gibi),üzümsü meyveler ve süs bitkileri aynı yere sırası ile dikilebilir.Daha sonra da tarla tarımı özellikle de fiğ,bakla ve çapa bitkisi yetiştirmek,fidanlarda yoğunlaşan  hastalık ve zararlıları da büyük ölçüde önler.Fidanlıkta bulunan parsellerin de yer değiştirmesi gereklidir.Örneğin,,bir yıl tohum ekilen parsele,ertesi yıl çelik dikilebilir,bir sonraki yıl ise,aşı parseli olarak kullanılabilir.Bu parsellerde de bir yıl ya nadas uygulanmalı yada ziraatı yapılmalıdır.Anaç yada kalem damızlıkların 10-15 yılda yenilenmesi gereklidir.Damızlıklar yeniden kurulurken,mutlaka türlerin yerleri değiştirilmelidir.
 Fidanlıkta münavebe uygulanmaması durumunda,çöğürlerin yada fidanların gelişimlerinde yavaşlama meydana gelir.Toprak yorgunluğu nedeni ile,parselde bazı yerlerde gelişim geri kalmış yada boşluklar oluşmuştur.Ayrıca,hastalık ve zararlı populasyonu da artar.Bu nedenle genel olarak bir parsel üst üstte üç yıldan daha uzun süre aynı amaçla kullanılmamalı ve üretime tarla tarımı veya nadas şeklinde ara verilmelidir.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Fidanlık Toprağının İşlenmesi ve Hazırlanması

Üretime geçilmesinden 8-12 ay kadar önce toprak hazırlığına başlanılmalıdır.Fidanlıkta üretim için kullanılacak kısım 50-60 cm derinlikte işlenmelidir.İşleme için yaz mevsimi veya sonbahar başlangıcı daha uygundur.Fidanlık arazisinin işlenerek,üzerine bitki ve bitki artıklarının uygulanacak gübre,kireç kükürtün karıştırılması gereklidir.Uzun boylu otların toprağa karıştırılması için mutlaka toprak işlenmelidir.Toprak profili boyunca otların biçilerek karıştırılması daha etkin olabilir.Toprağı yüzeysel olarak işlenmesi nedeni ile freze etkili olabilmekle beraber,daha derin işleyen çizel(pulluk)kadar etkili değildir.Toprağın alt kısmında pulluk tabanı oluşturması nedeniyle kulaklı pulluk kullanılmasından kaçınılmalıdır.Çizelin iki kere çekilmesi durumunda daha iyi sonuç alınır.Arazide erozyon sorunu yoksa,toprak önce bir yönde daha sonra diğer yönde pulluk ile sürülmelidir.Teraslama veya kontur yapıldıysa,çizelle işleme sırasında bunların bozulmamasına özen gösterilmelidir.Toprak yapısına zarar vereceği için fazla sayıda sürümden kaçınılmalıdır.Toprağın fazla işlenmesi,organik maddenin parçalanmasını hızlandırır,toprak agregatlarının azalmasına neden olur.
 Eğer yabancı otlarla mücadele işin mekanik yönetimin yanı sıra kimyasal yöntem de uygulanacaksa,bu durumda herbisit uygulaması yapıldıktan sonra yeni çıkacak otların gelişmesi için 2-3 hafta kadar beklenmelidir.Bu arada dikim öncesi uygulanacak gübreleme işlemi yapılabilir.Bu sürenin sonunda ya da otlar 5 cm boya ulaşınca toprak sürülerek yeni çıkan otların toprağı karışması sağlanır.Eğer kimyasal yöntemler ile mücadele seçilecekse,mutlaka kullanılan ilacın etiketinde belirtilen önerilere uyularak uygulama yapılmalıdır.

Fidanlık Yerinin Bölünmesi

Fidanlık yerinin seçimi ve etrafının çevrilmesi tamamlandıktan sonra,fidanlığın parsellere bölünme işlemi yapılmalıdır.Fidanlık yerinin daha önceki değerlendirme şekline de bağlı olarak uygun şekilde sürülmesi ve gerekli ise tesviye işlemlerinin yapılması gerekir.Toprak analiz sonuçlarına göre gereken bitki besin maddeleri verilmelidir.
 Bir fidanlıkta yetiştiricilik üzerine etkili olan en önemli faktör,toprak olduğu için,en iyi toprak özelliğine sahip olan yer ya da yerler üretim için ayrılmalıdır.Sabit tesislerin mümkün olduğunca toprak yapısı nispeten daha kötü olan yerlerde yapılmasına,fidanlık yerinin bölünmesinde yer kaybının fazla olmamasına özen gösterilmelidir.Ayrıca sulamanın da göz önüne alınarak,üretim parsellerinin ana su kanallarına yakın düzenlenmesinde yarar vardır.Böylece,gerek ana borular gerekse lateraller döşenirken maliyet azaltılabilir.Ana sulama ve drenaj sistemlerin alt yapısı planlanır ve uygulanır.Rüzgarkıran gerekli ise mutlaka dikilmelidir.Özellikle tohum yastıklarının ve şaşırtma yapılan genç bitkilerin bulunduğu parseller için bu son derece önemlidir.Rüzgarkıran olan seçilen bitkiler çeşitli hastalık ve zararların barınmasına neden olabileceği için seçimde gerekli özen gösterilmeli,kullanılan bitkilerin birinci derecede konukçu olmamalarına özen gösterilmelidir.

14 Temmuz 2013 Pazar

Fidanlık Yerinin Çevrilmesi

Fidanlığın gerek hayvan gerekse insanlardan kaynaklanacak zararların önlenilmesi ve sınırlarının belirlenmesi amacıyla etrafının çevrilmesi gereklidir.Bu amaçla canlı ya da cansız materyal kullanılabilir.Canlı çitler,bitkilerle yapılan çitler olup bu amaçla kullanılacak bitkilerde aranılan özellikler aşağıda verilmiştir.
-Esas bitkilere zarar yapacak hastalık ve zararlılara konukçuluk yapmamalı,
-Dikenli ve sık olmalı,
-Mümkünse herdem yeşili olmalı,
-Kuvvetli gelişmeli,
-Budamaya dayanıklı olmalı,
-Suya fazla ihtiyaç duymamalıdır.

Meyve Fidanı Yerinin Seçimi

Fidanlık organizasyonunda başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri lokasyon olduğu için fidanlık yerinin seçiminde çok dikkatli davranılması gereklidir.İklim ve toprak koşulları yanı sıra sulama suyunun durumu da fidan üretimi için önemli olan faktörlerdendir.Genel olarak bir yerde fidanlık kurulurken fidan yetiştiriciliğini etkileyen faktörlerden,sadece ekolojik değil ekonomik faktörler de dikkate alınmalıdır.Fidanlık yerinin seçimini etkileyen faktörleri 3 grup altında incelemek mümkündür.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

İhraç Edilen Meyve Türleri

Son verilere göre,2 milyar doları aşan meyve ihracatımızın olduğunu görmekteyiz.İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre,meyve ihracatı genel ihracatının %4.22'sini,tarım ürünleri ihracatının %41.04'ünü,bahçe bitkileri ihracatının ise %73.82'sini oluşturur.
Yaş Meyve İhracatı:Yaş meyve ihracatına baktığımızda elde edilen gelir bakımından limonu birinci sırada görmekteyiz.bunu sırası ile mandarin ve portakal izlemektedir.İhraç ettiğimiz diğer yaş meyveler ise üzüm,altıntop,elma,armut,ayva,şeftali,kayısı,kiraz ve incirdir.Toplam yaş meyve ihracatından elde edilen gelir ise 1998 yılı verilerine göre 225.100.000 dolar'dır.

11 Temmuz 2013 Perşembe

Meyvecilik Bakımından Toprak

Meyvelerin yetiştiği toprak,meyve kalitesine ve ağaçların büyüme ve gelişmesine önemli düzeyde etki eder.Örneğin,taban ve nemli arazilerde yetişen kayısılar sulu,iri ve gösterişli olur ve daha çok sofralık tüketim için kullanırlar.Yine süzek,derin ve sıcak topraklarda armut meyveleri daha kaliteli olurken,yamaç,kıraç ve kireççe zengin arazilerde meyveler daha ufak ve kumlu olur.Bu nedenle ticari amaçla bahçe tesis öncesi,ürünün değerlendirilme şekilleri de göz önüne alınarak toprak seçimi yapılmalıdır.
 Genel olarak derin,nemli ve geçirgenliği iyi,kolay işlenebilen ve hümüsce zengin topraklar en uygun,bahçe topraklarıdır.
Toprak Tipi:Topraklar içlerindeki taş,kum,çakıl,kil,kireç ve hümüs miktarlarına gö
re pratikte taşlı,çakıllı,kumlu,kireçli,tınlı ve hümüslü diye gruplara ayrılır.Bu toprak tiplerine göre meyveler de seçicilik kazanmışlardır.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bölgelere Göre Meyve Üretim Miktarları


Akdeniz Bölgesi:Yaklaşık 3.8 milyon tonluk meyve üretimi ile en fazla meyve üretilen bölgemiz konumundadır.Türkiye meyve üretiminin,yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık %28'i bu bölgede gerçekleşir.Yumuşak çekirdekli meyvelerin yaklaşık %32'si,sert çekirdekli meyvelerin %14'ü,turunçgillerin %88'i sert kabuklu meyvelerin 3,92'si,üzümsü meyvelerin ise %15'i Akdeniz bölgesinde yetiştirilmektedir.Akdeniz bölgesinde üretimin en fazla yapıldığı il İçel(Mersin)olup,yaklaşık 1 milyon tonluk üretimi vardır.Bu üretim ile Türkiye meyve üretimin yaklaşık %8'ini karşılar.En fazla üretilen meyveler ise sırası ile limon,portakal ve üzümdür.
 İçel'den sonra ise Antalya ili,bölgede üretimin en fazla yapıldığı ildir.Antalya Türkiye üretiminin %5.4'ünü karşılamakta olup,en fazla üretilen meyveler ise sırası ile portakal,elma ve armuttur.İçel ve Antalya'yı sırası ile Adana ve Isparta illeri izler.

Genel Meyvecilik

Türkiye,dünya üzerinde uygun iklim kuşağındaki konumu itibariyle bahçe bitkileri yetiştiriciliği açısından üstün ekolojik avantaja sahiptir.Dünyada mevcut gen merkezleri arasında hem yakın doğu hem de Akdeniz havzası içinde yer alan Türkiye,bir çok tür ve çeşidin gen merkezi durumundadır.Nitekim,bugün dünya üzerinde kültürü yapılan 138 meyve türünden,subtropik meyve türleri de dahil olmak üzere 75 kadar tür ülkemizde yerleştirilebilmektedir.Çok sayıda tür ve çeşit zenginliğinin oluşturduğu bu potansiyel,farklı iklim ve toprak koşullarına adapte olabilecek çeşitlerin seçimi,farklı iç ve dış pazar taleplerine uygun ürün sunumu ve hastalıkları dayanıklı çeşitlerin seçimine olanak sağlayarak farklı amaçlara hizmet verebilecek alternatifler yaratmaktadır.

9 Temmuz 2013 Salı

Bahçe Bitkilerinin Kapladığı Alan ve Üretim Değerleri


Türkiye içerisinde bulunduğu enlem ve boylam açısından tropik bahçe bitkileri dışında tüm meyve,sebze ve asma türleri yönünden dünyada son derece elverişli bölgelerden birini oluşturmaktadır.Ülkemizde,bazı olağan üstü şartlar isteyen türler dışında bahçe bitkilerinin büyük bir çoğunluğu yetiştirilebilmektedir.

Bahçe Bitkilerinin Ülke Ekonomisindeki Yeri


Türkiye tarımında bitkisel üretim,tek yıllık ve çok yıllık kültür bitkileriyle nadas dahil,1990 yılı verilerine göre toplam 27.9 milyon hektarlık bir alanda yapılmaktadır.Toplam tarım ve orman alanlarımızın %58'ini oluşturan ve birçok ülkenin toplam yüz ölçümlerinden büyük olan bu üretim alanından;beslenme,giyim ve barınma için gerekli besin ve ham maddeler sağlanabilmekte,yurt içi pazarın bitkisel ürünlere talebi karşılanabildiği gibi birçok ürünün dış satımı da gerçekleştirilebilmektedir.